27 Aralık 2012 Perşembe

Fok Balıkları



Yaşadığı yerler
Kuzey Kutbu, Atlantik ve Pasifik okyanusları, Marmara ve Akdeniz’de de vardır.
Özellikleri
Yüzgeç ayaklı etcil memeliler 90 kilogramdan 40 tona kadar değişen çeşitleri vardır. Gri fok iki metre, deniz Fili altı metre uzunluktadır. Ömrü: 25-30 yıl.
Çeşitleri
On sekiz türü bilinmektedir.
Hem denizlerde hem karalarda yaşayan yüzgeç ayaklı etcil memeliler. “Deniz köpekgiller” veya “ayı balığı” olarak da bilinirler. Yuvarlak başlı, iri gözlü, dudakları sert ve iri kıllarla örtülüdür. Gerçek fokların (Phocidae familyası türlerinin) dış kulakları yoktur. Ön ve arka ayakları yüzgeç şeklindedir,

17 Aralık 2012 Pazartesi

                                                      YUNUS BALIKLARI

24.jpg
Hiçbir şey içmezler. Yunuslar çölde hiçbir su kaynağına ulaşamayan hayvanlar gibidir. Suyu yiyeceklerinden (genellikle balık ve kalamar) ve su açığa çıkaran vücut yağlarını yakarak elde ederler.

Yunuslar balinadır, katil balina yunusların en büyük üyesidir. İsimleri İspanyolcada asesina-ballenas, yani "katil balina" sözünün değişime uğramış halidir. Bu şekilde adlandırılmalarının nedeni, bir grubunun bir araya gelince daha büyük balinaları öldüre bilmesidir.

Yaşlı Plinius bu şanı devam ettirmelerinde yardımcı olmamıştır. Ona göre bir katil balina ancak şöyle tanımlanabilir ya da tasvir edilebilirdi: "Vahşi dişlerle donanmış, korkunç büyüklükte bir et kütlesi.."

Yunusların diğer tüm memelilerden daha fazla, 260'a kadar dişleri olabilir. Buna rağmen balıkları bütün olarak yutarlar. Dişler sadece avı kavramaya yarar.


Yunuslar boğulmamak ve korunmak için tek gözü kapalı uyurlar 

Yunuslar beyinlerinin bir yarısını ve aynı anda zıt yöndeki gözlerini kapatarak uyurlar. Beynin geri kalanı uyanık kalırken diğer göz, yırtıcı hayvanları ve engelleri izler ve su yüzüne çıkıp nefes almayı hatırlar. İki saat sonra yan dönerler. Bu sırada suda giden "tomruk" lara benzerler.

Yunuslar Vietnam Savaşı'ndan beri büyük hizmet verdikleri Amerikan Donanması'nda çalışıyor. Amerikan Donanması şu anda yüz kadar yunus ve otuz kadar diğer deniz memelilerinden çalıştırıyor. Altı denizaslanı yakın zamanda Irak Görev Gücü'ne tayin edildi.

Katrina tayfunundan sonra, Amerikan Donanması'ndan eğitim almış 36 saldırı yunusunun zehirli mızraklarla donanmış olarak denizde gezindiğine dair bir hikaye dolaştı. Bu hikaye bir uydurmaca gibi görünüyor; her şeyin ötesinde "askeri" yunuslar saldın için değil, bir yerleri bulmak için eğitilir

12 Aralık 2012 Çarşamba

                                 DENİZ PAPAĞINI...                  



Ortalama 30 cm uzunluğunda olan bu kuşların göğsü beyaz,yüzünün iki yanı boz,boyunları,sırtları ve kanatları karadır Turuncu renkli perdeli ayakları ve kısa bacaklarıyla karada yalpalayarak güçlükle yürürler,ama bütün dalıcımartılar gibi yüzmekte ve dalmakta çok ustadırlar Çok güçlü olan gagalarıyla balıkları ve öbür deniz canlılarını avlayan deniz papağanları rahatsız edildikleri zaman insanı tehlikeli biçimde ısıra bilirler Kışı denizde geçiren deniz papağanları karaya yalnızca üremek için gelir,kayalık adalarda ve kıyılardaki yüksek kayalarda koloniler halinde yuvalanırlar  Dişi deniz papağanı çimenlerin arasında kazdığı bir oyupa , boş bir ada tavşanı yuvasına ya da kayaların arasındaki yarıklara beyaz renkli tek bir yumurta bırakır Yuvaya fazla özen göstermeyen dişi kış oyuğun içini yalnızca birkaç tüy ya da ot parçasıyla döşer
Atlas Okyanus' unun kuzey kıyılarında yaşayan bayağı deniz papağanının gagası üreme mevsiminde ren renk boynuzsu şeritlerle bezendiğinde çok göz alıcıdır

Üreme mevsiminde başının iki yanında uzun,sarı tüyler beliren püsküllü deniz papağanı Büyük Okyanus’ta yaşar ve bayağı deniz papağanından daha iridir Boynuzlu deniz papağanı ise bayağı deniz papağanının Büyük Okyanus’ta yaşayan akrabasıdır
 

23 Kasım 2012 Cuma

                                                       KUŞLAR

Kuşlar vücutları tüylerle örtülü, akciğer solunumu yapan, sıcakkanlı, yumurtlayan, gagalı, kanatlı omurgalı hayvanların ortak adı, iki ayaklı, sıcak kanlı, omurgalı ve yumurta ile üreyen hayvanlar sınıfı. Yaklaşık 10.000 civarında yaşayan türüyle en kalabalık tetrapod omurgalıları oluştururlar. Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna dünya üzerindeki tüm eko sistemlerde yaşarlar. Boyutları 
arı sinek kuşunda 5 cm ile deve kuşunda 2,7 m.'ye kadar değişir. Bulunan fosillere göre kuşlar, yaklaşık 150-200 milyon yıl önce,  Jura Devri'nde terapod  dinozorlardan gelmektedir. Bilinen ilk kuş Jura Devri'nin sonlarında yaklaşık 155-150 milyon yıl önce yaşamış olan  Archaeopteryx 'tir.


11 Kasım 2012 Pazar

                                KARINCALAR


Karınca, karıncalar (Formicidae) familyasını oluşturan, yaban arıları ve arılarla birlikte zar kanatlılar (Hymenoptera) takımında yer alan, sosyal yaşam gösteren böceklere verilen ortak addır. Karıncalar, Kretase Dönemi'nin ortalarında, 110 ile 130 milyon yıl önce yaban arısına benzeyen hayvanlardan türemiş ve çiçekli bitkilerin ortaya çıkışından sonra çeşitlenmiştir. Günümüzde 12.000'den fazla türü sınıflandırılmıştır ve yaklaşık 14.000 civarında türü olduğu sanılmaktadır] Dirsekli antenleri ve ince bellerini oluşturan düğümsü yapıları ile kolaylıkla tanınırlar.
Karıncalar, boyutları küçük doğal boşluklarda yaşayan birkaç düzine avcı bireyden, çok büyük bölgeleri kaplayan ve sayıları milyonlarca bireyi içeren oldukça yüksek oranda organize kolonilere kadar oluşan topluluklar içinde yaşarlar. Büyük koloniler çoğunlukla "işçi" ve "asker" sınıflarını oluşturan kısır dişilerden oluşur. Bu kolonilerde aynı zamanda verimli erkekler ile bir ya da daha fazla ve "kraliçe" adı verilen verimli dişiler de bulunur. Bu koloniler bazen "süperorganizmalar" olarak tanımlanır çünkü karıncalar tek bir vücut hâlinde koloniyi desteklemek için bir arada çalışırlar]
Karıncalar Dünya üzerinde hemen hemen her kara parçasında bulunur. Kendine özgü karınca türleri bulunan ender yerler Antarktika ile birlikte bazı uzak ve yaşama uygun olmayan adalardır. Karıncalar ekosistemlerin çoğunda yaşayabilir ve kara hayvanları biyokütlesinin yaklaşık %15 ile %25'ini oluştururlar Bu başarıları sosyal örgütlenmelerine, yaşam alanlarını değiştirebilmelerine, kaynaklardan yararlanmalarına ve kendilerini savunmalarına bağlanmıştır. Diğer türlerle birlikte geçirdikleri uzun evrim sürecinde, benzerlik, ortakçılık, asalaklık ve karşılıklılık içeren türler arası ilişkiler geliştirmişlerdir
Karınca topluluklarında iş bölümü, bireyler arası iletişim ve karmaşık problemlerin çözümüne rastlanı. İnsan toplulukları ile olan bu paralellikler, birçok bilimsel araştırmaya konu olmuştur.
Birçok insan kültüründe karıncalar, mutfakta, ilaçlarda ve ayinlerde kullanılır. Bazı türler biyolojik zararlı kontrolünde önemli rol alır.Ancak kaynaklardan yararlanma özellikleri, karıncaları insanlarla çatışma içine sokar çünkü tarımsal ürünlere zarar verebilir ve binaları işgal edebilirler. Kırmızı ateş karıncaları (Solenopsis invicta) gibi bazı türleri, kazara sokuldukları yeni bölgelerde kendilerine bir yer edinebildikleri için yayılmacı türler olarak görülürler.

10 Kasım 2012 Cumartesi

 
                  KAPLUMBAĞALAR...
Kaplumbağa (ya da tosbağa) Testudines takımını oluşturan çok sert ve kemiksi bir kabuk içinde yaşayan, ağır yürüyüşlü, dört ayaklı, sürüngen bir hayvandır.
Hareketleri yönünden ne kadar telaşsız ve ağır hayvanlarsa onların tarih boyunca gelişimi de o kadar yavaş olmuştur. Kaplumbağalar, öteki sürüngenlerle birlikte Mezozoik'in ilk dönemi olan Trias Çağı'nda ortaya çıktılar. 200 milyon yıldan beri kaplumbağaların vücut yapıları önemli hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Hâlbuki kaplumbağalar, dünyada soyu henüz tükenmemiş en eski hayvanlardandır.
Açlığa pek dayanıklıdırlar. Çok uzun ömürlüdürler. Yüz, yüz elli yıl kadar yaşarlar.
Kaplumbağa sık sık ölümsü bir uykuya dalar. Yaşadığı çevrede sıcaklık düşmeye başlayınca hayvan iyice uyuşup kalır. Bol Güneş ışığı alan kuru topraklarda kendine bir delik kazıp bütün kışı orada geçirmek üzere içine girer.
Günümüzde, soyunu sürdürmekte olan 250'ye yakın kaplumbağa türü bulunmaktadır.

Baş ve Ayaklar

Kaplumbağaların başı vücutlarına oranla çok ufaktır. Ağızları bir kuşun gagasına benzer. Dişlerin yerini sert kemiksi bir damak almıştır. Kaplumbağalar, bununla besinlerini yakalar ve ezerek mekanik sindirim yapar. Dil kafasına oranla büyük ve yumuşaktır.
Ayaklarına gelince, bunların uçlarında beşer parmak vardır, karada ve bataklıklarda yaşayan kaplumbağalarda bunlar hareketlidir. Uçlarındaki tırnaklar kıvrık ve serttir. Bataklıklarda yaşayan kaplumbağalarda birbirleriyle bir zar aracılığıyla birleşmiş küreğe benzer bir durum almıştır. Bunların arka ayak parmaklarının sayısı dörttür. Deniz kaplumbağalarında ise parmaklar bitişiktir. Aralarında perdeler vardır. bunları suyun içinde yüzmek ve dengede kalmak için kullanırlar.
Türkiye'de Bulunan Bazı Kaplumbağa Türleri
1-Mahmuzlu Akdeniz Kaplumbağalar
2-Hermann Kaplumbağası
3-Benekli Kaplumbağa
4-Çizgili Kaplumbağa
5-Fırat Kaplumbağası
6-Yeşil Kaplumbağa
7-Nil Kaplumbağası
8-Sini Kaplumbağası.

4 Kasım 2012 Pazar


Yabani olanları dağlarda, kırlarda yaşar. Özellikleri: Gözleri iri, arka bacakları ön bacaklarından daha uzun, kuyruğu kısa, kulak ve bıyıkları uzun, otçul memelidir. Yabani veya evcil olarak yaşarlar. Ömrü: 5-12 yıl. Çeşitleri: adi tavşan (Lepus europaeus), ada tavşanı (Cuniculus [oryctologus] cuniculus), kar tavşanı (Lepus timidus) Ünlülarıdır.Tavşangiller (Leporidae) family


İnsanlar, kedilerin arkadaşlığına ve onların haşarat, yılan ve akrep avlayabilme kabiliyetine önem vermektedir. Kediler en az 9.500 yıldır insanlarla birlikte yaşamaktadır.
2,5 ile 12 kilo arasında ağırlığa ve dişilerde 50 cm. Erkeklerde 70 cm ye varan ebatlardadır. Çok çeşitli renklere sahip olabilmekle beraber genetik olarak çok farklı ve orijinal renklere de sahip olanları mevcuttur. Kedigiller familyasının genel karakteristik özelliklerini taşımaktadırlar. Ortalama kedi ömrü 14 yıldır. Ancak kediler iyi bir beslenme ile 20 yıldan fazla yaşayabilirler.
Kediler hoş görünüşlü, yuvarlak başlı, sivri kulaklı, uzun bıyıklı hayvanlardır. Bıyıklarının dipleri sinirlere bağlıdır. Dokunma duyusu görevi yaparlar. Ön ayakları beş, arka ayakları dört parmaklı olup, kancalı tırnaklarını içeri çekebilirler. Tırnaklarını ağaçlara sürterek bilerler. Hassas işitme ve görme duyuları vardır. İnsan kulağının duyamadığı yüksek frekanslı ses titreşimlerini kaydederek çok hafif sesleri duyarlar. Genellikle gece avlanırlar.

                      köpekler resimleri


                         Evcil hayvan olarak köpekler

Günümüzde köpeklerin büyük bir bölümü -özellikle gelişmiş ülkelerde- ilk olarak üretildikleri amaçlarla değil, sadece ev arkadaşı olarak beslenirler. Süs köpekleri özellikle bu amaçla üretilmiş köpeklerdir ancak farklı köpek gruplarının özellikleri farklı kimselerin zevkine hitap edebilir. Köpek edinmek, bir insanın hayatında alacağı en önemli uzun süreli kararlardan biridir, zira köpekler bakımları, sağlıkları ve mutlulukları açısından tamamen sahiplerine bağımlıdırlar. Bu nedenle köpeğin, sahibinin yaşam kalitesini mi artıracağı, yoksa gündelik hayatında ayak bağı mı olacağı önceden iyice analiz edilmelidir.

Köpeklerin evcil hayvan dükkanlarında (İngilizce: pet shop) satılması, birçok gelişmiş ülkede yasaklanmıştır. Köpekler köpek çiftliklerinden ya da köpek sahiplerinden alınabildikleri gibi, hayvan barınaklarındaki terkedilmiş ya da kurtarılmış köpekler de genellikle ücret ödemeden sahiplenilebilirler.
Köpek edinilirken sağlıklı olup olmadığını anlamak için şunlara dikkat edilebilir: Köpek dost canlısı olmalı, özellikle enikse meraklı olmalı ve kuyruk sallamalıdır. Çekingen ya da korkak olmamalıdır. Gözleri parlak olmalı, akıntı olmamalı, iç göz kapakları pembe olmalıdır. Kulakları temiz olmalı, kötü kokmamalıdır. Dişetleri pembe ve sert olmalıdır (doğal olarak siyah dişetli olan chow chow ve şar peyler hariç). Derisi sıcak ve kuru olmalıdır. Nemli, lekeli, kabuk bağlamış veya parazitli bir cilt, çeşitli iç ve dış hastalıkların habercisi olabilir. Kürkü temiz olmalı, kötü kokmamalıdır. Köpek sağlam yapılı ve normal kiloda olmalıdır. Bununla birlikte bazı hayvanseverler kasıtlı olarak hasta, sakat ya da önceki sahibinden kötü muamele görmüş köpekleri kurtarıp bakımlarını üstlenirler.

Birçok safkan köpek ırkı, o ırka mahsus genetik problemlere sahiptir. Bu problemlerin kontrol altında tutulması ve etkilerinin en aza indirilmesi, yetiştiricilerin bilinçli ve bilgili olmasıyla mümkündür. Safkan köpek edinecek kimselerin o ırk ile ilgili kapsamlı bilgi sahibi olması ve yetiştiricilerden sorularına yanıt vermelerini beklemeleri gerekir.

22 Ekim 2012 Pazartesi

                                                              YAVRU EĞİTİMİ

Köpeğin hayatında ilk on altı hafta oldukça önem taşımaktadır.İlk yirmi bir (21) gün boyunca yavrunun hafıza kabiliyeti neredeyse sıfır durumundadır.Yavrunun duyuları (görme,işitme,koklama ve ilk sosyal temaslar) ilk yirmi bir(21) ve yirmi sekizinci(28) günler arasında gelişmeye başlar,bu an içerisinde yavru kardeşlerine ve çevreye cevap vermeye başlar.Yirmi sekizinci (28) günde yavrunun hafızası ve beyin fonksiyonları gelişmeye başlar. Yirmi sekiz (28) ile kırk dokuzuncu(49) günler arası ise yavrunun sinir sistemi ve beyin formu erişkin bir köpeğin sahibi bulunduğu biçimi alır.Yedi (7) ile sekizinci (8) haftalar sevimli yavrunun kardeşlerinden ayrılarak yeni sahibine ve eve alışması için en uygun zaman olmaktadır.

Yavru köpek mutlaka annesinin ve kardeşlerinin yanında kalması, köpek olduğunu hatırlatan kuralların ve köpek davranışlarını öğrenmesi gerekmektedir.Eğer yavruyu annesinden ve kardeşlerinden çok erken ayırır isek yavrunun temeli olmadığı için hayata adapte olmakta zorlanacak ve sorunlar ortaya çıkacaktır.Bunu önlemek için yavru köpeğinizi mutlaka 7-8 haftalık iken alınız.Bu süre içerisinde annesi ve kardeşleri ile birlikte minimum dört,beş (4-5) hafta.Geri kalan üç( 3) haftanın ise kardeşlerinin yanında oyun oynayarak geçirdiğinden emin olunuz.